O DAĞDAKİ KÜÇÜK ŞİRİN KÖY
TÜRKÜ, ŞARKI SÖYLER ÇALAR OZAN ORADA.
SELAM EDER, SÖZ EDER ULU DUMANLI DAĞDAN.
NE EDERSİN YA OZAN SÖZLERİNLE, SAZINLA.
SENİ DİNLER, SENİ SÖYLER NİNELER, BEBELER.
ÇIKIP ULAŞMAK İSTERİM BU DAĞLARIN ARDINA.
BİR SIR GİBİ SAKLARSIN GÜZELLİĞİNİ İNEN SİSLERDE.
AHMETLER, MEHMETLER, YOLA DÜŞTÜ YAYLAYA TEPEYE.
KUZULAR MELEŞİR, SULAR AKAR ORADA
YEŞİLDİR BU DAĞLARIN YAMAÇLARI, YAYLALARI ÇAMLARI.
HASTIR HAVASI İNSANLARI, HAYVAN, ÇİÇEK AÇAN AĞAÇLARI.
GELDİM OLA, ALIKOY BENİ TATLI SİNENE.
GÖREYİM SIRRINI, DOYAYIM SANA EY BÜYÜK DOĞA.
AKŞAM OLDU YİNE TÜTER, TÜTER BACALAR.
TARHANA, NOHUT KOKUSU DAĞILIR DAĞA.
HERKES MEMNUN Kİ YERİNDEN, EVİNDEN EŞİNDEN
BEBEĞİNDEN.
DEVAM EDER ACEP BU HAYAT O TATLI ŞİRİN DAĞ KÖYÜNDE.
BÜYÜK ADA
Senler geçti özlem getirdi beni sana Büyük
ada.
Geçmişi anlatan hoş, güzel yalı, villalara
selam.
Rıhtım kahvehanesinde bükülü bana bakıp tığ
atan madama selam.
Yıllanmış yenilendim diyen güzel vapur
iskelesine selam.
Gözlük üstünden zar sallayıp geçmişi
düşünen mösyö Moize selam.
Çayları, kahveleri özel üslup tavır
zarafetle getiren Ahmet oğluma selam.
Patlıcanı, çalıyı, şeftali, kirazı ahenk
zarafetle tablasına dizen manav amcaya selam.
Has ekmek kokusunu bu ahenk hengâmeye
karıştıran fırıncı Hasan ağaya selam.
Yokuş çıkar ter döküp ohlayan pohlayan mösyö
Nesime selam.
Temmuzun ağır sıcağını, sen öğleyin dağıtan
poyraz rüzgârına selam.
Faytoncu Mehmet ağa dertleşir, fısıldaşır
yol tutar cevap alır almaz, konuşur, konuşur.
Bir ahenktir gider böyle asırlar, devirler
bu Büyük adada.
Akşamın tatlı serinliğini, göğün
eflatuna karışıp boyandığı anı bekliyorum.
Karşımda yeşillere bürünmüş sakin Sedef
oturmuş mavi lacivertin üstüne.
Martılar geçip gider selam eder getirir
karşı yakadan.
Etraf loş olmuş, yoruldum seyredip, düşünmekten
seni şanlı Büyük ada.
12.08.2002 ASHKELON
PİER LOTİDE BİR BAHAR SABAHI
Açık bir sonbahar sabahı çıktık Eyüp' ten yukarı
yamaca.
Sorduk etraf, ahaliye bilen az tarihi, Pier Loti'
yi.
Tarih, zaman silmedi, silemedi bu cennet köşeyi.
Vardık bizler, tarih dolu Halice, kucaklaştık Pier
Loti de.
Sorduk kendimize basitçe, nedir bu güzellik? Bu sessizlik?
Pier Loti denen Frenk büyük adam imiş meğer.
Oturmuş, düşünmüş, yazmış, çay içti burada.
Hava bir hoş seyre daldık Sütlüce, Hasköy, Balat, Ayvansarayı.
Kimler geldi, kimler geçti, kimler yazdı seni Pier
Loti.
Değdi vallah çıkıp gelmek, zevk almak senden
burada.
Birden ezanlar başlar, bütün merhumlar kalkar oh
der burada.
Bizler çay içer seyreder, dalarız Oh, Oh deriz
burada.
. 19.9.2002 İSTANBUL-ASHKELON
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder