27 Mayıs 2014 Salı

Aşkelondan Şiirler - 5



O DAĞDAKİ KÜÇÜK ŞİRİN KÖY

TÜRKÜ, ŞARKI SÖYLER ÇALAR OZAN ORADA.
SELAM EDER, SÖZ EDER ULU DUMANLI DAĞDAN.
NE EDERSİN YA OZAN SÖZLERİNLE, SAZINLA.
SENİ DİNLER, SENİ SÖYLER NİNELER, BEBELER.

ÇIKIP ULAŞMAK İSTERİM BU DAĞLARIN ARDINA.
BİR SIR GİBİ SAKLARSIN GÜZELLİĞİNİ İNEN SİSLERDE.
AHMETLER, MEHMETLER, YOLA DÜŞTÜ YAYLAYA TEPEYE.
KUZULAR MELEŞİR, SULAR AKAR ORADA

YEŞİLDİR BU DAĞLARIN YAMAÇLARI, YAYLALARI ÇAMLARI.
HASTIR HAVASI İNSANLARI, HAYVAN, ÇİÇEK AÇAN AĞAÇLARI.
GELDİM OLA, ALIKOY BENİ TATLI SİNENE.
GÖREYİM SIRRINI, DOYAYIM SANA EY BÜYÜK DOĞA.

AKŞAM OLDU YİNE TÜTER, TÜTER BACALAR.
TARHANA, NOHUT KOKUSU DAĞILIR DAĞA.
HERKES MEMNUN Kİ YERİNDEN, EVİNDEN EŞİNDEN BEBEĞİNDEN.
DEVAM EDER ACEP BU HAYAT O TATLI ŞİRİN DAĞ KÖYÜNDE.

AŞKELON   3.8.2002


BÜYÜK ADA                                              


Senler geçti özlem getirdi beni sana Büyük ada.
Geçmişi anlatan hoş, güzel yalı, villalara selam.
Rıhtım kahvehanesinde bükülü bana bakıp tığ atan madama selam.
Yıllanmış yenilendim diyen güzel vapur iskelesine selam.

Gözlük üstünden zar sallayıp geçmişi düşünen mösyö Moize selam.
Çayları, kahveleri özel üslup tavır zarafetle getiren Ahmet oğluma selam.
Patlıcanı, çalıyı, şeftali, kirazı ahenk zarafetle tablasına dizen manav amcaya selam.
Has ekmek kokusunu bu ahenk hengâmeye karıştıran fırıncı Hasan ağaya selam.
Yokuş çıkar ter döküp ohlayan pohlayan mösyö Nesime selam.

Temmuzun ağır sıcağını, sen öğleyin dağıtan poyraz rüzgârına selam.
Faytoncu Mehmet ağa dertleşir, fısıldaşır yol tutar cevap alır almaz, konuşur, konuşur.
Bir ahenktir gider böyle asırlar, devirler bu Büyük adada.
  
Akşamın tatlı serinliğini, göğün eflatuna karışıp boyandığı anı bekliyorum.
 Karşımda yeşillere bürünmüş sakin Sedef oturmuş mavi lacivertin üstüne.
Martılar geçip gider selam eder getirir karşı yakadan.
Etraf loş olmuş, yoruldum seyredip, düşünmekten seni şanlı Büyük ada.

12.08.2002  ASHKELON






PİER LOTİDE BİR BAHAR SABAHI
 

Açık bir sonbahar sabahı çıktık Eyüp' ten yukarı yamaca.
Sorduk etraf, ahaliye bilen az tarihi, Pier Loti' yi.
Tarih, zaman silmedi, silemedi bu cennet köşeyi.
Vardık bizler, tarih dolu Halice, kucaklaştık Pier Loti de.

Sorduk kendimize basitçe, nedir bu güzellik? Bu sessizlik?
Pier Loti denen Frenk büyük adam imiş meğer.
Oturmuş, düşünmüş, yazmış, çay içti burada.
Hava bir hoş seyre daldık Sütlüce, Hasköy, Balat, Ayvansarayı.

Kimler geldi, kimler geçti, kimler yazdı seni Pier Loti.
Değdi vallah çıkıp gelmek, zevk almak senden burada.
Birden ezanlar başlar, bütün merhumlar kalkar oh der burada.
Bizler çay içer seyreder, dalarız Oh, Oh deriz burada.

.                                    19.9.2002  İSTANBUL-ASHKELON